Sultantepe, İstanbul'un Anadolu yakasında, Üsküdar'a bağlı mahallelerden biridir. Mahalle Marmara Denizi kıyılarında yer almaktadır.

Tarihî Sultantepe semti, Üsküdar'ın merkezini yukarıdan gören bir tepe üzerinde kurulmuş olup bir kent meydanı çevresinde biçimlenmiştir. Üsküdar belediyesi tarafından yeniden yapılandırılan mahalle sınırları nedeniyle bugün mevcut olmayan Hacı Hesna Hatun mahallesinin yaklaşık olarak tamamı, yine günümüzde mevcut olmayan Selmanağa mahalesinin bir bölümü ve daha önceden İcadiye ile Kuzguncuk mahalleleri sınırları içinde olan bazı cadde ve sokaklar da, Sultantepe sınırları içinde kalmaktadır.

Bizans İmparatorluğu döneminde bölgede, mermer sütunlu bir yapının olduğu bilinmektedir. Kilise olduğu sanılan yapı semtin üstünde kurulu olduğu tepenin en üstünde yer alıyordu.

Osmanlı İmparatorluğu dönemindeyse, bazı kaynaklara göre Sultantepe'ye, Kanuni Sultan Süleyman'ın sarayında bir kadın yerleşmişti. Kızı Mihrimah Sultan'ın dadısı olan Hacı Hesna Hatun, Mihrimah Sultan büyüyünce emekliye ayrılmış; Mihrimah'tan daima Sultan'ın sarayını görebileceği bir ev istemişti. Rivayete göre Mihrimah Sultan da Hesna Hatun'a burada bir konut yaptırmak suretiyle onu Sultantepe'ye yerleştirmişti.Bir başka kaynakta ise Mihrimah Sultan'ın verem hastalından ötürü hekimler tarafından havası temiz bir yer olan Sultantepe'ye gönderildiği yazılıdır. Bu kaynakta Hacı Hesna Hatun'un Mihrimah Sultana eşlik ettiği ve burada kendi adına bir cami yaptırdığı da söylenmektedir.Mağazalar ve ticaret hayatı ise mahallenin güneyindeki Selmani Pak Caddesi'yle mahallenin merkezindeki meydan çevresinde yoğunlaşmıştır

Mahallede yer alan okullar: Sultantepe İlköğretim Okulu, Halide Edip Adıvar Lisesi ve Üsküdar Anadolu Ticaret Meslek Lisesi'dir.

Mahalledeki camiler arasında Hacı Hesna Hatun tarafından ilk olarak 1500'lü yıllarda yaptırılıp, 1900'lerde yeniden yaptırılan ve 1957'de esaslı bir onarım gören Hacı Hesna Hatun Camii; 1644'te yapılan, 1875'te onarım gören Bakî Efendi Camii; 1730 yılında yapılan Mirzazade Camii sayılabilir.

Mahalledeki tarihî öneme sahip en önemli yapılardan biri de Özbekler Tekkesi'dir. İlk olarak 1750'li yıllarda Orta Asya'dan gelen dervişlerin çadırlarını kurdukları yerde inşa edilmişir. Özbekler Tekkesi Nakşibendi inanışına tâbiydi. Tekke 1844'te büyük bir onarım görmüştür. Zaman içinde farklı amaçlar için de kullanıldığı olmuştur. Türk Kurtuluş Savaşı sırasında Karakol Cemiyeti mensupları tarafından gizli toplantı merkezi, hastane ve silah deposu olarak hizmet vermiştir. Tekkenin kuzeydoğusunda müritlerin gömüldüğü bir de mezarlık vardır. Burada gömülü olan kişiler arasında Münir Ertegün, Nesuhi Ertegün ve Ahmet Ertegün de yer alır.

Mahallenin kuzey bölümlerini ise Fethi Paşa Korusu kaplar. Bu koru hem ilçenin hatta tüm Anadolu yakasının en büyük korularındandır.

Resim
X